Sayılarla, Anekdotlarla ve Derin duygularımla Üniversite Hayatım

Yasin Bulat
2 min readMay 28, 2023

--

Üniversite, hepimize dayatılan olmazsa olmazmışçasına reklamı yapılan tek amacı tuvalet şirketlerinin üniversite yapıcılara daha fazla tuvalet satabilmesi olan Aztek’ler kadar eski bir kurum.

Bu yazıyla üniversite hayatıma uzaktan bir bakış atmak ve tuvalet şirketlerinin satış stratejisine değmiş mi ona bakmak istiyorum.

Sayılar

Üniversite hayatım boyunca okuduğum tüm makaleleri, pdf’lerini bulabildiğim tüm ders kitaplarını ve yaptığım tüm ödevleri sakladım. Yine bana ilham veren tüm fotoğraflar, renkler, çizimler, binalar; benim ürettiğim tüm fikri çıktıları, yaptığım başvuruları, tartışmalarda satmalık bilgiler içerek kitapları bir drive klasöründe topladım.

Sonuç, 6.5 GB’lık ikinci bir beyin. Kendisi nöral ağlara sahip değil ancak işimi görüyor.

7+26+12+11 Ders kitabı

21+46+24+4 Makale

6+76+35+11 Akademik Ürün

Kısaca, 4 yıllık eğitimim boyunca 54 farklı ders için (kaydını tutmayı hatırladığım) 56 Ders kitabı takip etmişim, ödevlerim için 115 makale taramışım ve 128 akademik ürün üretmişim.

Anektodlar

Sayılarla bir şeyleri anlatmaya çalışınca ne kadar anlaşılıyor bilmiyorum. O nedenle üniversite hayatımın dönüm noktası olabilecek birkaç hikaye anlatmak istiyorum.

Birinci sınıfta dönemin büyük bir kısmını dört beceri derslerimiz oluşturuyordu. Bunlardan beni en çok değişime sokan da Yazma Becerileri dersimdir. Yazımın konusu okul dışındaki öğrenme ortamlarında İngilizce öğreten öğretmenlerin yetkinlik düzeyleri ve İngilizce öğrenme arasındaki ilişkiydi. Tabii ki bu başlık çok havalı duruyor ama yazımın kendisini görseniz 1.sınıfın çiğliği kalemime çok yansımış. Buram buram kokuyor. Bu yazıyı yazmak için de bir öğretmen ararken bir derneğin düzenlediği İngilizce Konuşma Kulübüne araştırma yapmak istediğimi söyleyerek gittim. Gidiş o gidiş, çok saçma bir şekilde başlayan Sivil Toplum maceram uluslararası bir sivil toplum örgütü ile devam ediyor.

Yine birinci sınıfın ilk döneminde Türkçe dersinde ödevimiz ilgilendiğimiz bir alanda bir makale yazmaktı. Ben de ne yazsam, ne yazsam diye düşünürken (şu an aklıma nasıl geldi hatırlamıyorum ama) Türkiye’de Adem-i Merkeziyetçi bir eğitim sisteminin olası kurgusu üzerine yazmaya karar verdim (yine aynı sebeplerle başlığı içeriğinden daha havalı). Bu araştırma süreci beni OECD, eğitim politikaları, eğitim sistemleri ve eğitim liderdliği gibi çok önemli konularla tanıştırdı ve eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirmenin ötesindeki potansiyelini gösterdi. Şimdi, düzensiz olarak eğitim için sistem tasarımları kurgulamaktan, alternatif eğitim anlayışlarını yazmaktan hoşlanıyorum.

Derin Duygularım

Üniversite, benim için çokça şey yaşadığım bir dönemdi. Hem farklı bir şehirde yeniden hayat kurmaya çalıştığım için hem Pandemi’yi deneyimlediğim için hem tipik bir kariyerden uzaklaştığım için hem gezme-görme fırsatı gördüğüm için hayatımın en dönüştürücü dönemi oldu. Bittiği için seviniyorum çünkü üniversite hayatımın bitmesi yepyeni bir hayata yelken açabilmeme izin olması demek. Üzülüyorum çünkü üniversite hayatımın bitmesi sadece öğrenme için ayırabildiğim zamanı kaybetmem demek.

Önümüzdeki birkaç ay içerisinde şu ana kadar deneyimlemediğim yepyeni bir hayata başlıyorum. Tamamen kendimden ve yaptıklarımdan sorumlu olduğum yepyeni bir hayat. Bundan sonrası için hem hayallerim, hem planlarım çok fazla. İlerleyen bir zamanda bir de hayal yazısı yazarım.

Şimdilik esenlikle kalın

--

--

Yasin Bulat

Birçok genç gibi, ben de hayatımı kurmaya çalışırken oradan oraya koşuyorum. Bu durmaz çabalarımdan öğrendiklerimi yazarak yaşadıklarımı çözümlemek istiyorum.